Çevre konusundaki duyarlılığı ile tanınan ve Körfez'de çevre konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren Tütünçiftlik Sahili Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Körfez'e yapılması planlaan tesisle ilgili ÇED toplantısı öncesinde bir bildiri yayınladı. Derneğin bildirisinde şu ifadeler kullanıldı:
"Çevresine duyarlı, sanayinin her türlü olumsuz etkisini yaşayan Körfez halkı, muhtar, STK, Siyasi Parti Temsilcileri, Meclis Üyeleri olarak PANDEMİYE RAĞMEN hazır bulunduk.
Proje için itirazlarımızın yanı sıra Bakanlıktan öncelikli talebimiz, Pandemi döneminde ÇED Halkın Katılımı Toplantılarını yapmamanız, ertelemenizdir. Üstelik bugün toplantı salonun alt katında sabit pazar kurulduğundan bölgede ekstra bir hareketlilik vardır.
BUGÜN BU SALONDA BULUNANLARININ YA KENDİSİ KANSER, KALP, KOAH HASTASI YA AİLESİNDEN BİRİ YA DA KOMŞUSU…BİZLER ANOMALİLİ DOĞMUŞ VE DOĞACAK BEBEKLERİN, ASTIM, ALERJİ HASTASI ÇOCUKLARIN ANNE, BABA, KARDEŞ, AKRABA VE KOMŞULARIYIZ, 99 DEPREMİNDE YAŞANAN YANGIN VE PATLAMA RİSKİ NEDENİYLE ŞEHİR BOŞALTILDIĞI İÇİN ENKAZDA CANLARINI BIRAKANLARIZ…
Bu hastalıkları çekmek, saniyelik ihmal yada risklerle canımızı kaybetmek, 99 depremindeki riskleri katlanmış olarak yaşamak istemiyoruz. Karar vericiler olarak sunduğumuz itirazlarımızı değerlendirip, gelecek nesillerimiz için adeta kasıtlı olarak işlenmek istenen bu ekolojik suça ortak olmamanızı, artık bu vicdanı sorumluluğu alıp, bu projeye onay vermemenizi istiyoruz.
Projeye İtiraz Ve Bakanlıktan Taleplerimiz Hakkında
Bakanlığımızdan bu proje ve bundan sonra gerçekleştirilecek her ÇED süreci için,
1- Mevcut ÇED sisteminde, her projenin çevresel etkileri kendi içinde değerlendirilmektedir. Her bir proje bulunduğu bölgedeki diğer tesislerle birlikte çevreye etkisi kümülatif olarak değerlendirilmelidir.
2- Yine mevcut ÇED Sistemine, kriterleri hassas olarak belirlenmiş, Sağlığa Etki Değerlendirme süreci ilave edilmelidir. Ancak bu iki konunun ilavesiyle asıl amaca uygun, gerçek bir ÇED değerlendirme süreci sağlanabilecektir. Gereken yasa– yönetmelik değişikliği acilen gerçekleştirilmelidir.
Anılan Proje Kocaeli Körfez İlçe Kabakoz mevkiinde yılda 200.000 ton kapasiteli Sülfürik Asit Üretim tesisi yapılmak istemektedir.
3- Proje Alanı adresinde “Körfez Petrol Ürünleri OSB” ifadesi yer almaktadır. Bırakın Körfez ilçeyi Kocaeli’ de bu isimde bir OSB bulunmamaktadır. Şayet Körfez’ de Petrol Ürünleri OSB olsaydı bile proje için doğru OSB yine olamayacaktı!
4- Her endüstriyel kaza tecrübesi ancak bir sonrakinin tedbirini oluşturabilmektedir. Yani riskin öngörülmesi kadar engellemesi de son derece kısıtlı bir alandır, Kocaeli Körfez ilçesi, 1. Derecede deprem bölgesidir. 99 depremi sonrasında bir yeni büyük deprem beklentisi herkesçe malumdur. Projeye dair öngörülebilen/öngörülemeyen, yönetilebilen/yönetilemeyen (endüstriyel kaza, deprem, terör, salınım, genleşme, ateş ve ısıya maruz kalma, ihmal, tedbirsizlik, patlama vd.) riskleri değerlendiren ve olası kazada Acil Durum Planlarına rastlanmamıştır.
Dosyada bulunmayan acil durumun provasını, bizler 99 Gölcük depreminde yaptık son derece başarısız olundu, arama-kurtarma çalışması yapılamadı, canlarımızı enkazda bıraktık. Yangının ekolojik etkilerini hala yaşamaktayız. Bugün ise, mevcut risklerimize Sülfürik Asidi ekleyerek olası riskin daha trajik olarak yaşanmasını istenmektedir. Elbette niyetimiz bunun gerçekleşmesi değildir, riskin gerçekleşmesinin an meselesi olduğunu bizleri yönetenlere hatırlatmaktır. Sülfürik Asit sonucu yaşanan Asit Yağmurları dünyadaki ilk endüstriyel kazalardan biridir, Sülfürik Asit nedeniyle yaşanacak endüstriyel kazanın sonuçları, ekolojide geri dönülemez sonuçlara yol açacaktır. Bu ve benzeri projelerin getireceği sağlıksız ortamda yaşarken ölmek istemiyoruz.
5- Proje Alanının 2 km çapında ilçemizin en yoğun nüfusunu oluşturan Güney, Fatih, Barbaros, Mimar Sinan, Kuzey Mahalleleri vardır. Proje alanına sınır en yakın yerleşim noktası 300 metredir. (Dosyada 500 mt olarak belirtilmiştir.) Çocuklarımızın okullarına, İGSAŞ, TÜPRAŞ, OPET vd. son derece parlayıcı, patlayıcı, yanıcı ürünleri üreten, depolayan tesislerin tanklarına, ülke ekonomi ve güvenliği için son derece önemli olan demiryoluna hemen komşudur. Proje alanı yanlıştır.
6- Hammaddesi Kükürttür. Kükürt’ ün yakılmasıyla elde edilmektedir. Kükürt çok kolay alevlenen, kokusu son derece rahatsız edici, canlılara, toprak, yer altı suları, deniz ve göllere olan etkileri ve solunum için ölümcüldür cilde teması yüksek derecede alerjiktir.
7- Sülfürik Asit üretimi sırasında, CO2 ( Karbondioksit) , SO2 ( Kükürt Dioksit gazı) ve NO2 ( Azot Dioksit) açığa çıkar. Hiç partikül, duman, koku çıkartmamak teknolojik olarak mümkün değildir. Bu partiküller 2-7 gün havada asılı kalabilmektedir. Rüzgar, yağmur ve su döngüsüyle dünyanın her bir köşesine çok kolayca taşınabilecektir. Rüzgar esmediğinde ise şehrin, istisnasız her şeyin üzerine çökecektir. En ince partiküllerine dahi uzun süreli maruz kalındığında solunum hastalıkları, akciğer deformasyonu ile mevcut kalp hastalıklarının kötüleşmesine sebep olmaktadır. Şehrimizde, ilçemizdeki vahşi sanayileşme nedeniyle erişkin, çocuk her yaştan Alerji, Astım, Karaciğer ve Kalp Hastalıkları son derece yaygındır. Bu hastalıklara dair rakamlara bakılması bile bu projeye izin verilmemesine tek başına nedendir.
Sülfürik Asit’ in su ile reaksiyonu son derece koroziftir. (aşındırıcı).
Cilde sülfürik asitin teması ardından su değdiğinde son derece yakıcı-alerjik etki yaratır. Tesis civarındaki nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde riskin büyüklüğü ortadadır.
Bir diğer önemli risk, Proje Alanına hemen komşu olan tesislerdir. İGSAŞ, TÜPRAŞ, OPET, LPG dolum-depolama ve konteyner depolama alanları vardır. Bu tesisler parlayıcı, patlayıcı, yanıcı petrol, amonyak, gübre vd. ürünlerini, galvaniz, paslanmaz, demir vd. benzeri malzemelerden yapılmış tanklarda depolanmaktadır.
9- Bacalardan engellenmez şekilde çıkacak olan partiküller, tank, konteyner ve toprakla temas edecek, birikecektir. Yağmurda hatta hafif bir çiselemeyle bile sülfürik asit, suyla temasında dayanıklı diye bildiğimiz bu tanklara ekstra saldırgan şekilde aşındıracaktır. toprak adeta kavrulacak, yüzeyde, altında tek bir canlı bulmak mümkün olamayacaktır. Üstelik bu durum son derece dramatik ve hızlı biçimde gerçekleşecektir.
10- Projedeki bir diğer risk, ülke güvenliği ve lojistik için değeri tartışılmaz olan TCDD’ ye ait demiryolu hattı ile tüm donanımının göreceği zarar olacaktır. Partiküller ray, enerji aktarım elemanlarına (teller, direk vd.) çok hızlı ciddi bir aşınma yaşatacak, kısaca eritecektir.
11- Yine civardaki tüm bina, araç benzeri materyallerin önce yüzeyleri sonrasında tamamen aşınıp, zamanla eriyip yok olacaktır. CİVARDAKİ BİNA, ARAÇ, KOMŞU FABRİKA VE TCDD’ NİN BU NEDENLE YAPMAK ZORUNDA KALACAKLARI BAKIM, YENİLEME MASRAFLARI MİLLİ SERVETE ZARAR DERECESİNDE DEĞERLENDİRİLMELİDİR. Yine bu aşınma sırasındaki çıkacak ısının tanklarda depolanan amonyak, gübre, vd petrol ürünleriyle reaksiyona geçmesiyle yaşanacak endüstriyel kaza ve kazanın çevresel etkisini, dünya üzerinde bugüne dek bilinen tüm işçi-çevre sağlığı standartlarını değiştirecek bir felaket diye nitelemek yanlış olmayacaktır.
12- Kükürt ve Sülfürik Asitin taşınması yine son derece hassas bir süreçtir. Özel araçlarla yapılması şarttır, yaratacağı ilave trafik yükü ve olası trafik kazasının endüstriyel kazaya dönüşmesi mümkündür."
YORUMLAR