Türkkan: Demokratik tepkilerini ortaya koyarken tuzaklara gelmemeliler
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, öğrencilere uyarılarda bulunarak, "Demokratik tepkilerini ortaya koyarken tuzaklara gelmemeliler, haklıyken haksız duruma düşmemeliler, farklı hesaplar peşinde olanlara karşı dikkatli olmalılar." dedi
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkkan, Boğaziçi Üniversitesi'nin kavgadan uzak bir geleneği olduğunu, AK Parti iktidarının bunu da yerle bir ettiğini savundu.
Öğrencilere uyarılarda bulunan Türkkan, "Demokratik tepkilerini ortaya koyarken tuzaklara gelmemeliler, haklıyken haksız duruma düşmemeliler, farklı hesaplar peşinde olanlara karşı dikkatli olmalılar. Aralarına mutlaka provokatör eylemciler girecektir. Onlara müsaade etmemeliler. Orada görev yapan polisler de bu provokatörleri ayırmalılar." diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayların nedeninin gölgelenmeye çalışılmamasını isteyen Türkkan, "Mesele kifayetsiz, intihalci kayyum rektördür. O rektör görevi iade etse 'İstenmediğim yerde görev yapmam' dese hiçbir sıkıntı çıkmayacak." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eylemlere ilişkin, "Türkiye ayağa kalksa izin vermem" şeklindeki sözler aktardığını dile getiren Türkkan, "AK Parti Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları durdurmak değil büyütmek istiyor. Gezi benzeri toplumsal olaylara dönüşmesini istiyor ve bunun için kışkırtıyor. AK Parti'nin Gezi olaylarında da daha önce kurduğu bu oyuna düşmemek gerekir. AK Parti hazırladığı yeni anayasa öncesi toplumsal tansiyonu yakın zamanda sokağa taşımak istiyor." görüşünü dile getirdi.
AK Parti'nin yaptığı olağan kongreleri eleştiren Türkkan, "iktidarın 20-30 kişinin gideceği lokantaları kapattığını ama buna karşın binlerce insanın kongrelerde bir araya getirdiğini" savundu.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Türkkan, Türkiye'nin en önemli sorununun ekonomi ve işsizlik olduğunu ancak hükümetin anayasa tartışmalarıyla gündemi değiştirdiğini iddia etti.
Her kalemde zamların yapıldığını dile getiren Türkkan, vatandaşlardan toplanan yaklaşık 147 milyar liralık deprem vergisinin akıbetinin bilinmediğini öne sürdü.
Hükümetin tarım politikasını da eleştiren Türkkan, Türkiye'de nisan ayında temel gıdaya erişimde sıkıntı yaşanabileceğini belirtti.
Rusya başta olmak üzere birçok ülkenin tarım ürünleri ihracatına ek vergiler getirerek kısıtlamaya gittiğini ifade eden Türkkan, "Artık ürün yok, kuyruk var. Ucuz ekmek kuyruğu, ucuz elma kuyruğu, ucuz karnabahar kuyruğu, bedava yumurta kuyruğu var. Geldiğimiz noktada yağ kuyrukları artık uzak görünmüyor. Mart ayı itibarıyla yağ temininde de sorun yaşayabiliriz." dedi.
Türkkan, "Çözüm olarak buldukları yöntem 1840 yılından beri var olan PTT'yi markete çevirmek. PTT yağ satacakmış. Türk Telekom da bal satsın. 'Banka kumaş mı satar?' deyip Sümerbank'ı kapattılar, şimdi PTT'ye yağ sattırıyorlar. Bunların Şakülü kaymış. 18 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın ülkeyi sürüklediği noktada yokluk ve kıtlık artık çok yakın." değerlendirmesinde bulundu.
Tarım sektöründe agresif sübvansiyon önerisinde bulunan Türkkan, bu adımın atılmasının istihdama etkisinin olumlu olacağını kaydetti.
Yeni anayasa tartışmaları
Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkkan, "Bunlar denizi tükettiler, yeni bir şey uydurmaya çalışıyorlar. Yeni anayasa konusunda ne yapacaklarını, ne ifade edeceklerini bilmiyoruz ama bildiğimiz ellerinde bir şey kalmadığıdır. Yeni anayasa ile toplumu bir müddet daha oyalamaya çalışacaklar." diye konuştu.
Daha önce de anayasanın değişikliğinin yapıldığını ve yapılan uyarılara rağmen Türkiye'nin tek adam rejimine mahkum edildiğini öne süren Türkkan, "Yeni anayasadan bekledikleri bir şey var. O da tek adam rejimini biraz daha oturtmak. Sistemle ilgili bir problemleri yok. İYİ Parti olarak Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri bu ucube sistemden kurtaracak her türlü işbirliğine hazırız. Bunların getirdiği anayasa teklifi, sadece bu ucube sistemini biraz daha tek adam sistemini güçlendirecekler. Tek adamın altında hiçbir şey bırakmayacak yeni bir değişiklik öneriliyor." dedi.
Türkkan, bir darbe anayasası olan 1982 Anayasasının mevcut anayasadan daha demokratik olduğunu savundu.
1982 Anayasasında bakanlara soru sorup, gensoru verebildiklerini belirten Türkkan, şimdi ise her şeye muktedir ama sorumlu olmayan bir cumhurbaşkanlığı sistemiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle her türlü işlemin yapıldığını dile getiren Türkkan, şöyle konuştu:
"Her şey yapmaya muktedirler. Yeni istediği neler olabilir? Türkiye'nin başına daha büyük bela getirebilecek yeni bir düzenleme hazırlıyorlar. Biz buna asla razı olmayız. Türkiye'nin başına musallat olmuş bu sistemi göndermek için çağrı yaparken durumu daha ağırlaştıracak, demokrasiyi karartacak yeni düzenlemenin karşısında oluruz. Bu bizim gelecek nesillere ve Türk milletine borcumuzdur. Bu totaliter rejimi gönderene kadar mücadele edeceğiz."
Türkkan, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu'na yönelik vermiş olduğu karara ilişkin, "Türkiye'de bütün kurum ve kuruluşlar tarumar edildi. Anayasa Mahkemesi kararını tanımamak için adeta çalının etrafından dolaşılıyor. Anayasa Mahkemesi oy birliğiyle bu kararı aldı. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamak Türkiye'yi baştan aşağı kurum ve kuruluşlarıyla yıkmak demek. Hukukta böyle bir şey mümkün değil. Yerel mahkemenin 'üst mahkeme kararını tanımıyorum' demesi bu ülkede artık hukukun değil, tek adam rejiminin 'ben ne dersem o ulur' düzenin geldiği anlamına gelir." ifadelerini kullandı.